İğneada Sel Felaketinde Yıkılan Kamp Alanı Davasında Karar Açıklandı

Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde geçen yıl meydana gelen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketine ilişkin davada mahkeme, sanıklara çeşitli hapis cezaları verdi. Mahkeme tarafından yazılan 300 sayfalık gerekçeli kararda, kamp alanının ruhsatsız bir şekilde işletildiği ve bölgenin ekolojik amaçlı turizm tesisi için uygun olmadığı vurgulandı.

5 Eylül 2023’te Sisli Vadi’de yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenler arasında doktor Selman Bağışlar, eşi Mihriban Bağışlar, Suna Duman, emekli öğretmen Raile Şimşek, eşi Ahmet Baki Şimşek ve tesis müdürü Ümit Solmaz bulunuyordu. Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, işletme sahibi Bülent Bayrak’a 11 yıl 3 ay, diğer sanıklara ise çeşitli hapis cezaları verdi ve bir sanığı ise beraat ettirdi. Kararda, tesisin kaçak faaliyet yürüttüğü ve gerekli izinlere sahip olmadığı belirtildi.

Tarım Alanına İzinsiz Tesis İnşa Edildi

Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile DSİ raporlarına göre, tesisin bulunduğu arazinin tarım için uygun olmadığı ve ekolojik dengeyi bozacağı belirtildi. Ancak işletmeciler bu uyarılara aldırış etmeden tesislerini inşa ettiler. Ayrıca, bungalov evlerde gerekli mühendislik standartlarının sağlanmadığı bilirkişi raporu ile ortaya çıktı.

Mühendislik Hizmeti Alınmadan Kaçak İnşa Edildi

Mahkeme kararında, tesisin inşa edilirken hiçbir mühendislik hizmeti alınmadığı ve kaçak bir şekilde faaliyet gösterdiği belirtildi. Betonun içindeki donatı demirlerindeki eksiklikler ve göçmeler, tesisin güvenli olmadığını ortaya koydu. Ayrıca, acil durumlarda müşterilerin kurtarılması için herhangi bir planın olmaması da eleştirildi.

Sorumluluk Sanıklara Yüklendi

İşletme sahipleri ve yöneticileri, kaçak inşaattan sorumlu tutuldu ve taksirle ölüm ve yaralanmalardan sorumlu bulundular. Mahkeme, olayda asli kusurlu oldukları belirtilen kişilere hapis cezaları verdi ve turizm işletmeciliği yapmalarını yasakladı.

Acil Durum Planı Olmadığı İddia Edildi

Tesisin, dere yatağına yakın olması ve acil durumlar için planının olmaması, yaşanabilecek yeni felaketleri öngörebilmek adına dikkat çekici bir husus olarak karara dahil edildi. Ayrıca, olayın olası kast değil bilinçli taksir suçu olarak değerlendirildiği belirtildi.